“PETRİON da ne?” demiş olabilirsiniz
Yüzlerce yıl önce bu bölgede coğrafik sırasıyla Cibali’de Türkler, Fener’de Rum, hatta Ermeniler, Balat’ta Yahudiler görünmez sınırlarla birarada yıllarca yaşadı. Bu birliktelikte bir bütünün renkleri olarak öz varlıklarını korudular. Haliç’in, hatta İstanbul’un büyüsü bu olsa gerek.. Farklı kültürlerin, dinlerin renklerini birleştirip gökkuşağı olmayı başarmış bir kenttir İstanbul…
Bayezid Camii (Beyazıt Camii ve Beyazıd Camii olarak da bilinir) İstanbul’un Beyazıt semtinde Sultan II. Bayezid tarafından yaptırılmış bir cami.
Osmanlı klasik dönem mimarisinin erken dönem eserleri arasında bir yapıdır. Semte dağınık bir şekilde inşa edilmiş olan külliyenin ana elemanı durumundaki parçasıdır. Mimarının kim olduğu kesin olarak bilinmez, Mimar Hayrettin, Mimar Kemaleddin veya Yakupşah bin Sultanşah tarafından yapıldığına dair görüşler vardır. İstanbul’da orijinalliğini koruyan en eski selatin camii olarak kabul edilir. I. Bayezid’in mezarı, caminin haziresinde bulunur.
Adalar, Prens Adaları, İstanbul Adaları ya da Kızıl Adalar (Yunanca: Πριγκηπονήσια Pringiponisia), İstanbul’un Anadolu Yakası’nın güney kıyılarının açıklarında, Marmara Denizi’nin kuzeydoğu kesiminde yer alan ilçe ve takımadadır.
Büyüklü küçüklü 9 ada ve kıyıya yakın iki kayalıktan oluşur. Aynı zamanda İstanbul ilinin bir ilçesini oluşturan Adaların beşinde (Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada ve Sedefadası) yerleşim vardır.
Hakkında çeşitli rivayetler anlatılan, efsanelere konu olan, Kız Kulesi, İstanbul Boğazı’nın Marmara Denizi’ne yakın kısmında, Salacak açıklarında yer alan küçük adacık üzerinde inşa edilmiş yapıdır.
Üsküdar’ın sembolü hâline gelen kule, Üsküdar’da Bizans devrinden kalan tek eserdir. MÖ 24 yıllarına kadar uzanan bir geçmişe sahiptir.